top of page

Hashimoto Tiroiditi


Hashimoto Tiroiditi Nedir?

Tiroid bezlerinin, vücudumuzun kendi bağışıklık sisteminin ürettiği antikorlar tarafından saldırı altında olması durumunda Hashimoto hastalığı ortaya çıkar. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde tiroid bezlerindeki hormon üretiminde azalma (hipotiroidizm) görülebilir ve kalıcı hasar meydana gelebilir. Bu yüzden Hashimoto, günümüzde hipotiroidizmin en sık görülme nedeni olarak karşımıza çıkar.



Belirtileri Nelerdir?

En sık görülen semptomlarını şöyle sıralayabiliriz: Soğuğa karşı fazla duyarlılık, ani sinirlenmeler, aşırı saç dökülmesi, kilo vermede zorluk, sürekli yorgunluk hali, depresyona yatkınlık, vücutta döküntüler, eklem ağrıları, kabızlık. Ayrıca insülin direnci ve bozulmuş bir bağırsak sağlığı Hashimotolu bireylerde sık görülen rahatsızlıklardandır.


Bağırsak sağlığının otoimmün hastalıklarla ilişkisini biliyor musunuz?

Genetik yatkınlığı olan bireylerde sızdıran bir bağırsak, çevresel faktörlerin vücuda girmesine izin verebilir ve otoimmün hastalığın başlamasını ve/veya gelişmesini tetikleyebilir. Bu noktada “disbiyozis” kavramına bir parantez açmakta fayda var. Disbiyozis, en temel tanımıyla bağırsak bakteri dengesizliğidir. Vücudun bağışıklık tepkisini değiştiren, antijen maruziyetine ve lokal inflamatuara neden olan bu dengesizlikler tiroid hormonlarını da doğrudan etkiler. Yapılan bazı çalışmalarda Hashimotolu bireylerin bağırsak mikrobiyotasının sağlıklı bireylere göre daha farklı olduğu görülmüş, büyük çoğunluğunda disbiyozis varlığı tanımlanmıştır.



Beslenme Tedavisi Nasıl Olmalıdır?

Tiroid bezindeki bozulmanın baskılanması veya durdurulması, Hashimotolu hastaların yaşam kalitesini iyileştirmede büyük rol oynar. Doğru beslenme protokolleri ile hem bağışıklık uyaranlarını beslenmeden çıkarmak hem de sızdıran bağırsağı onarmak hedeflenir. Bunu sağlamanın en ideal yolu ise Akdeniz tipi beslenme modelini benimsemekten geçer. Anti-inflamatuar beslenmeye özen göstererek tiroid sağlığını destekleyen besin öğelerine diyette daha fazla yer vermek gerekir. Vitamin, mineral ve liften zengin, rafine şekerden kısıtlı, kaliteli kalori almayı hedefleyen kişiye özel bir beslenme programı oluşturulmalıdır. Glutensiz ve laktozsuz beslenme konusunda net kanıtlar bulunmamakla birlikte kısa dönem uygulamalarında olumlu sonuçlar alındığı görülmüştür.

 
 
 

Yorumlar


bottom of page